• beklemekle gecirilmesi tamamen i$kence olan bir sure.. uyunmasi caizdir..
  • amerika turkiye arasi zaman farki.
  • ilkokullarda öğretilen ideal saat. evet, herşeyi 8 saat yapmamız isteniyordu. yanılmıyorsam ilkokul 2 hayat bilgisi dersindeyiz. öğretmen bir ders boyunca bu 8 saati anlatmıştı bize. günde 8 saat okul ve ödevleri, 8 saat uyku, 8 saat de kendinize zaman ayırmalısınız diyordu. hatta sonra sınavda da sordu "kendimize günün ne kadar zamanını ayırmalıyız" diye.

    biz de küçücük ve standartlaşmaya pek meraklı aklımızla o günlerde bunu ezberledik. hepimiz toplumun konformist bireyleri olmuştuk. herşeyimizi 8 saat yapmaya çalıştık. annem sabah uyandırdığında daha 7 saat 20 dakika olmuş deyip 40 dakika daha uyuyordum. abimi 8 saatten fazla uyursa gidip uyandırıyordum. ödevimin sürekli 8 saati geçtiyse yarım bırakıp okula gidip öğretmene eksik veriyordum. o da kendisi öğrettiği halde 8 saat zaman ayırmayı bize, eksik ödevler için düşük notlar veriyordu. o zamanlar hep düşünürdüm bu öğretmen kendisiyle neden çelişen hareketler yapıyor diye. yine de 8 saat kuralına her zaman uymayı ihmal etmiyorduk. bu statükocu halimiz uzun süre devam etti sınıfçak ta ki bir gün sınıfa okuma dersinde gelen bir kitabi görene kadar. sadece aptallar 8 saat uyur yazıyordu kitabın üstünde. kitabı okumadım ama o gün ilk kez sorgulama kavramını öğrenmiştim, belki başka öğrenenler de olmuştur o gün. o günden beri bu 8 saat olayını sorgular dururum ama halen içinden çıkamadım. büyüdük, üniversiteler bitirdik, halen aynı paradokstayım. şimdi işyerinde 8 saat duruyoruz, hatta bunu sorgulamadan mesailere kalıp bu süreyi aşabiliyoruz. bu düpedüz koca bir ilk gençliği günde 8 saat mesaiye satmak diyorsun, isyan ediyorsun sonra diyorsun ki bu sorgulamaların modası geçti, 17 yasinda cocuk bunu yapmaktan sıkıldı, sprite hayatın acımasız gerçeği diye bu 8 saatle dalgasını bile geçti. susuyorsun, düşünmüyorsun. o zaman ne yapiyorum, yine her gün sabah uyanıp o işe gidip o buhranlı 8 saati yaşamak için yola koyuluyorum.
  • iş hayatındaki, resmi günlük mesai uzunluğudur. ama bu süre gayri resmi olarak fazla mesai olarak adlandırılmadan birçok kurum tarafından çalışan kesim sömürülerek uzatılmaktadır.
  • kornea nakli için ölüden kornea alınabilmesi için geçirilmemesi gereken süredir. ancak ölüm anından sonra sekiz saat dolmadan alınan kornealer bir başkasının gözüne takılabilir.
  • birçok ülkede bir işçinin çalıştırılabileceği maksimum süre kabul edilir.

    günde 8 saat çalışma zorunluluğu insani değildir. ülkemizde bunun 10-12 saate çıktığını da biliyoruz. 8 saatlik bu süre 5 saate indirilmelidir. yani nereden baksan bugünkü ile % 50 fark var arada. "olur mu canım! ne yapacak insan koca gün?" diyen akılsızlara da; "sanat yapacak. spor yapacak. bilimle uğraşacak." diyorum ben. yani bugünkü fazladan çalıştığı sürede insan gibi yaşayacak diyorum ben.

    evet. sadece insan gibi yaşayacak. o 5 saatlik süreyi doldurunca eline müzik aletini alacak. veya çantasını alıp spora gidecek. belki de evinde bir odaya kurduğu laboratuvarında, devlet teşviğiyle insan için bilim üretecek. böyle bir dünya kurmak hiç de zor değil. uzak değil. çok kolay ve yakın. "peki niye sağlanmıyor?" dersen birilerinin zenginliğinin devam etmesi için. 12 saat insanı çalıştırıp, düzendeki haksızlıklara karşı çıkacak gücü kalmaması için. onu kendilerine muhtaç bırakmak için...
  • sahtiyan şarkısı.
hesabın var mı? giriş yap